Karabüklü iş insanı Bayram Demir son aylarda bir çok eleştirilere muhatap olmasına rağmen hiçbirisine cevap vermemişti. Demir sonunda suskunluğunu bozdu.

Şehrimizin Demir Çelik sektörü başta olmak üzere bazı diğer iş kollarındada faaliyette bulunan iş insanı Bayram Demir hakkında son aylarda bir çok iddialar ortaya atılmıştı.

Karabük Demir Çelik lisesi'nin yeniden onarılması ile ilgili söz verdi yapacaktı, yapıyor, yapmaktan vazgeçti eleştirileri olmuştu.

Türkiye genelinde bir kaç ay önce başlatılan demir yumruk operasyonu ile ilgilisi olduğu izlenimi oluşturulmuştu.

Bir önceki Vali Fuat Gürel ile kendisine ait villanın bahçesinde cümbüş yaptıkları iddiası dile getirilmişti.

Bazı tarım arazilerinin damadı için inşaat yapabilme izni verildiği ortaya atılmıştı.

Son olarak ta Safranbolu'da yaptıkları bir bina ile ilgili eleştirilere muhatap olmuştu.

İşte tüm bu eleştiriler karşısında sessiz kalan iş insanı Bayram Demir sonunda suskunluğunu bozdu. Araştırmacı gazeteci Şükrü Gökkaya'ya açıklamalarda bulunan Demir'in açık sözlü cevaplarını Gökkaya yayınladı. Bizde kendisinin izni ile işte tüm bu eleştirilere cevap veren röportajı sizler  için yayınlıyoruz.

İŞTE O AÇIKLAMALAR

Yaklaşık yarım asırdır ticaret yapıyor, kazandığını da bu şehre harcıyor. Kapısına giden kimseyi çevirmiyor. Yaptıklarını da anlatmayı sevmiyor, haberleştirilmesini de istemiyor.
Pandemi döneminde yanında çalışan personelden birinin yakını hastaneye yatınca her gün birkaç insanın solunum yetersizliğinden vefat ettiğini öğrenmiş ve hemen 10 solunum cihazı siparişi vererek hastaneye teslim etmiş. Deprem olmuş bölgedeki insanımızın yardımına koşmuş. Teknokent’e kimse sahip çıkmamış; “Burası yeni Aselsan olabilir” diyerek kimse yapmazsa ben yaparım demiş. Üniversiteden gelmişler; “Bir çocuğumuz Japonya’ya robot yarışmasına gidecek sponsor olurmusun?” demişler kimseyi geri çevirmediği gibi onu da çevirmemişler ve o gencimiz orada Dünya Şampiyonu olmuş. Safranbolu Merkez Camii’nin tabanının ve altındaki ünitelerin tamamının yapımını üstlenmiş ve annesinin adına bir Kur’an kursu yaptırmış. Niyeti de şu; “Yarın bir gün biz göçüp gidince çocuklar arkamızdan bir fatiha 3 ihlas okumayı unutursa buradaki çocuklar okur…”
Hanımefendi ile oturmuşlar, düşünmüşler ve demişler ki; “Bu millet dinine bağlı bir millet, camilere herkes imkânı oranında destek oluyor, bizde bir okul yaptıralım” Şehrimizin ve ülkemizin marka eğitim kurumlarından olan Demir Çelik Lisemizin yapımını
üstlenmişler ve tabir-i caiz ise orada da bir tek dayak yemedikleri kalmış.
Üzgün, bir o kadarda şaşkın. Duygularını; “Ben hayır yapmanın ve insanlarla oturup sohbet etmenin suç olduğunu bilmiyordum, biz ne kazandıysak bu şehir sayesinde kazandık, bizim bu şehre borcumuz var ve amacımızda imkânlarımız sayesinde onu ödemek, bundan sonra bu hayır işlerine girer miyim bilmiyorum” diyor.
 Son günlerin gündemdeki ismi iş insanı Bayram Demir’e yoğun ısrarlarımız sonucunda sessizliğini bozdurduk ve sizler için konuştuk.
Naylon fatura iddialarına ve Demir Yumruk operasyonuna isminiz karıştırılmasına ne diyorsunuz?
(Gülüyor) Böyle saçma bir şey olabilir mi? 40 yıldır aynı firma ile ticari faaliyetlerime devam ediyorum ve tek bir cezam yok, tüm kazancım Allah’a şükür yasal yollardan ve helal. Ben “Demir Yumruk” nedir onu da bilmem. Ben demir satarım ve soyadım demir, onun dışında demir bilmiyorum.
Bir önceki Sayın Vali ve bazı bürokratlarla evinizin bahçesinde adına da ‘cümbüş’ konulan değişik eğlenceler düzenlediğiniz yönünde laflar çıktı, bunlar için ne söyleyeceksiniz?
Bunlar ayıp ve seviyesiz şeyler. Sayın Vali abdestinde namazında bir insandı. Ne eğlencesi? Zaman zaman bir araya gelip yemek yemek ve sohbet etmek ayıp mı? Bizim masamızda şehrin her kesiminden dostlarımız olur. Kaldı ki bahçemiz müsait olduğu için zaman zaman başka arkadaşlarımızda orada değişik vesilelerle dostlarımızla bir araya gelmek için programlar yaptı.
Yine bir önceki valimizle dostluğunuz sayesinde Konarı köyündeki damadınıza ait bazı arsaların imara açıldığı iddiaları vardı, bunlara ne diyeceksiniz?
Size yemin ediyorum basın yoluyla öğrendim ve çocukları çağırıp “Bu neyin nesidir?” diye sordum. Ayrıca bahsedilen projeden kazanılacak paranın hepsi kâr olsa benim için bir kıymeti yok. Ben hayatım boyunca devletimizin temsilcileriyle olan diyaloglarımı şahsi işlerim için kullanmadım. Allah’a şükür bunlara da ihtiyacım yok.
Peki ya Danaköy projenizle ilgili iddialar?
Resmen deli saçması. Biz orayı satın aldıktan sonra orada valilik ya da diğer kurumlar tarafından hiçbir uygulama yapılmadı, bizim lehimize herhangi bir tasarruf uygulanmadı. İmarı da, projesi de zaten biz
satın almadan önce belirlenmiş. Dedim ya, bunlar bizim tenezzül edeceğimiz işler değil, bizi bilen bilir.
Büyük bir hayırseverlik örneği sergilediniz ve şehrimizin marka eğitim kurumu Demir Çelik Lisemizin yapımını üstlendiniz. Öncelikle bir Demir Çelik Lisesi mezunu olarak size teşekkür ediyoruz, bunun için neler söyleyeceksiniz?
Şükrü Bey kardeşim, ben ortaokul yıllarında Yenimahalle’nin çamurlu yollarından Yenişehir Ortaokulu’na çok yürüdüm. Allah nasip etti ve ticarete başladık ve 40 yıllık faaliyetlerimizin sonucunda bu günlere geldik. Çocuklarıma hep söylediğim bir söz var; ‘Bizim bu şehre ve ülkeye borcumuz var, bize hiçbir faydası olmasa bile biz bu şehrin havasını soluyor, suyunu içiyoruz, ben öldükten sonrada bunu unutmayın ve şehrimize imkânlarınız sayesinde hizmet edin.’
Depremden sonra başta okullarımız olmak üzere risk altındaki binaların yenilenmesi gündeme gelince Fuat valimiz ve Adnan Çebi kardeşimiz gibi dostlarımız bizleri teşvik ettiler. Bizimde zaten bir okul yaptırmak gibi bir düşüncemiz vardı ve bize nasip oldu. Ben özellikle Demir Çelik Lisesini ben yapayım filan demedim. Ayrıca isminin ne olduğu filanda umurumda değil. Biz eşimle birlikte bir hayalimizi gerçekleştiriyoruz, önemli olan
Yüce Allah’ın bilmesi, reklam ya da isim yapmak peşinde filan değiliz.
Okulumuzdan mezun birçok dostumuz bizleri arıyor ve teşekkür ediyor, bu da bizi mutlu ediyor. Bizden ilk başta yalnızca ana binayı yapmamızı, diğer bloğu da güçlendirmemizi söylediler. Ben yarım iş yapmayı sevmiyorum, hepsini yıkıp tek tip yapalım dedim. Sayın Valimiz konuyu takip ediyor, oranında yıkım kararı verilirse hemen yıkacağız, şayet yıkılmayacaksa da güçlendirme projesinin parasını da vereceğiz. 20 derslikli okulumuzu 2024 eğitim sezonuna yetiştirmeyi hedefliyoruz, inşallah muvaffak oluruz.
Son günlerde birde Safranbolu’da “Ucube bina” diye adlandırılan bir proje ile ilgili iddialar ortaya atıldı ve bu binaya ruhsat almak için Safranbolu Belediyesine 500 bin lira bağış verdiğiniz konuşuldu, bu neyin nesir Bayram ağabey?
Ben gerçekten bundan sonra neler konuşulacak çok merak ediyorum. Ya Şükrü kardeşim; ben orayı 2016’da izale-i şuyu ile aldım. Orası iki parseldi ve biz aldığımızda imarı da belliydi. Ben o binayı satıp para kazanmak için yapmadım ki. O binayı kızıma vereceğim, damadım ofis yapacak. Ayrıca öyle gösterildiği gibi kötü bir bina filanda değil. Komşularımız teşekkür ediyorlar,
‘Siz bu binayı yaptıktan sonra burası temizlendi ve güzelleşti, bizim binalarımızın da değeri arttı’ diyorlar.
Yok neymiş, arsaya imar almak için belediyeye bağış yapmışız. Elif hanımla ne ilgisi var? Arsanın imarı 7-8 sene önce yapılmış. İmarı olmadan ihaleye nasıl çıkılabilir, önce satış sonra imar olur mu, ben ya da bir başkası ne kadar inşaat hakkı olduğu belli olmayan bir yeri alır mı?
Belediye ye yardım konusuna gelince; o işe Osman Güldemir vesile oldu. Elif başkan; ‘Bayram Bey biz bir iş makinası alacağız, bize yardımcı olur musunuz?’ dedi. Bizde imkânlarımız dâhilinde yardımcı olduk. O bağışı da şirketimizin resmi hesaplarından belediye hesabına aktardık.