Hükümetin tavsiye ettiği belirtilen bağımsız yönetim kurulu üyelerinden Ömer Faruk Öz, duyduğumuza göre, maşallah aldı sazı eline tam gaz devam ediyor. Kardemir’e yönetim de destek olmanın ötesine geçmiş, genel kurulunun başlangıcından itibaren sadece Kardemir’i değil, Karabük’ü de  yönetmeye talip olmuş.

Duyduklarımız, gördüklerimiz karşısında acaba Kardemir’e Kayyum atandı da biz mi duymadık! Diye kendi kendimize sorar olduk.

Önce Kardemir Genel Kurulu sabahı “Başbakan ile gelmeden önce görüştüm. B gurubundan Güleç gurubu karşısına aday gösterilmeyecek. Genel Kurulda divan başkanı ben olacağım” diyerek başladı. Hemen ardından Karabük’te bazı nokta ziyaretler gerçekleştirdi. Hızını alamadı şimdi de Karabükspor’a el attı. Bu hızla giderse yakında bu kulüp bu şirketin sırtında kambur, borçları filan ödemesin, amatöre kadar giden yol açılsın derse kimse ah vah etmesin. Hele hele önü yaklaşan seçimlerde milletvekili adayı olmaya kalkar ise kimse şaşırmasın.

Biz araştırmacı gazeteciliğimizden kendisini Malatya’nın yerel medyasından Ankara siyasetinden ve bürokrasisinden epey bir araştırdık. Yönetmeyi, bulunduğu çevrede kontrolü ele almayı pek severmiş. 

Şimdi biz buradan kendisine bir iki kelam edelim.

Sayın ÖMER FARUK bey, Kardemir genel kurulu sabahı söylediğiniz sözleri  bir türlü akıl ve mantık süzgecine, REİS’in çizgisine uyduramadım.  Siyaset, cemiyet, ticaret, bürokrasi çevrelerinin etkili isimleri ile görüşmeler yapıyorum, anlamaya çalışıyorum. Edindiğim bilgiler ile  tavırlarınız ne yazık ki örtüşmüyor.

Ben kendisinden duymadığım müddetçe Sayın Başbakan Binali Yıldırım’ın size genel kurulun hemen öncesinde, “Divan başkanı mutlaka sen ol. B gurubundan Güleçler aday olsun. Karşısına hiçbir gurup ya da kimsenin çıkmasına müsaade etme” dediğine asla inanmam. Dese dese en fazla “aman orada kargaşa yaşanmasın, düzgün bir yönetim oluşsun.” Demiştir. Fazlası değil.

Peki sizin düzgün yönetim oluşsun, dengeler korunsun sözünden anlayışınız nedir?

Bağlı şirketlerin hisseleri usulsüz takas edildi ihbar ve itirazları var. Siz ne yaptınız, divan başkanı olduğunuz genel kurulda hissedarların koyduğu şerhler hariç kayıtsız kalmak mı anladığınız?

Bu yörede sevilen sayılan, Türkiye’nin ilk 50 şirketi içindeki Mescier ailesinden, il yönetim kurulu üyeniz Mehmet Mescier’in aday olmamasını sağlamak mı anladığınız?

Bağımsızlığınızı kaybetme manasına da gelecek şekilde dolaylı yönden büyük hissedarların B gurubundan Aday olan Güleçlere hayır demesinin önüne geçmek mi anladığınız?

Genel kurula yaklaşık 300 milyon lot  ile katıldığı belirtilen, ülke ekonomisine büyüklükleri ile katkı sağlayan binlerce işçi çalıştıran Yolbulan ve Yücel gurubunun elini kolunu bağlamak mı anladığınız?

Ya peki Sayın Başbakan’ın size tenbihi;

 “Öyle YÖNETİM KURULU ÜYELERİ oluştur ki; Şirkete akaryakıt, cevher, bulursa imkanı başka şeyler satsın, taşımalarını yapsın, öncelikli kütük alım gücünü kullanıp çevredeki bir çok haddeciyi fasona bağlasın. Bundan güç edinsin ve gerektiğinde bu gücü etki o k kullanabilsin.” Size bunu mu tenbih etti Sayın Başbakan!

Bizim duyduğumuz Sayın Cumhurbaşkanı Kardemir konusunda Bülent Gedikli’yi görevlendirdi. Zira evvelinden tanıyordu  bu şirketi. Yalan mı bu?

Karabük’te şimdi bir algı operasyonu başladı. ‘bağımsızlar gurup kararı aldı, Kamil Güleç’in yönetim kurulu başkanı olması için destek veceklermiş’ Bu bilgi ne kadar doğru, doğru ise bu kararın neresindesiniz?

Bilginin yanlışlığı konusunda yapacağınız açıklamayı derhal yayınlarız ancak siz açıklama yapana kadar kamuoyu algısı bu şekilde oluşmaya devam edecek.

TAVSİYE

Size tavsiyem Karabük’ün temel taşları ile sakın oynamayın. Demir Çelik sektöründe, ulus rası ticarette, bu kadar büyük bir şirketin yönetimi konusunda ne kadar tecrübeniz var bilmiyorum. CV niz de de rastlayamadım. SPK ve TTK mevzuatı açık. Yetkileriniz belli. Bunun ötesine geçmenin sonuçlarını iyi hesap edin. 

Bu kentin elbette eşrafı, ileri gelenleri, söz sahibi olanları ve Karabüklüleri var. Elbette bu insanlar size bir yerde STOP diyeceklerdir. 

Ha demezler ise, her köyün bir delisi misali, birisi çıkar, Karabük halkı adına,  sizin dost sohbetlerinde dediğiniz “ Benim Adım Ömer Faruk” gibi, Benim Adım SAİT ALICI elbette ki der. Hem de hiç çekinmeden.