Aydınlıkevler Mahallesinde yapımı tamamlanan park düzenlenen törenle hizmete açıldı.

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, göreve geldiği günden itibaren mahalle sakinlerinin talepleri üzerine mahallelerde çocukların vakit geçirebilecekleri alanlar oluşturmaya devam ediyor. Şehir merkezinin yanı sıra hemen hemen her mahallede bir park yapan Karabük Belediyesi, son o k Aydınlıkevler Mahallesinde yaptığı parkı Karabük halkının hizmetine açtı.

Açılış öncesi konuşma yapan Başkan Vergili; "2009 senesinde göreve geldik ve 9 senedir görevimizin başındayız. Dokuz seneden bu tarafa Karabük'le ilgili neler yaptık derseniz inanın bunları sayarken çoğunu bizde unutuyoruz. Mezbaha, hal, alt geçit dolmuş durakları, belediye binası, kent meydanı, ticaret merkezleri, 5000 Evlerdeki köprü ve bunun gibi 97 tane park yaptık. Bir yeşil kuşak oluşturduk. Yüz bine yakın ağaç ve bitkiler diktik. Doğal gazı dağıttık ve su tesisatının %70'ini yeniledik. Şehri iki kere asfaltladık ve kilometrelerce kaldırımlar, istinat duvarları yaptık. Bütün mahallelerimize Sosyal Yaşam Merkezleri yaptık. Okuma-yazma, Kur'an ve diğer kurslarımız faaliyetlerine en iyi şekilde devam ediyor. Karabük'te farklı bir yaşam tarzı çıkarttığımıza inanıyorum. Şimdi bizde bunlarla ilgili hesap veriyoruz. Kaldırım yaptınız, su tesisatı yaptınız, asfalt yaptınız vatandaştan katılım payı niye almadınız diye." Bizde ifadelerimizde şunu diyoruz.  "Belediye o k bizim para problemimiz yok. Karabük'te refah düzeyi yüksek olan çok fazla vatandaşımız yok. Bu yüzden bun belediye o k bir bedel ödettiremeyiz."  "Biz göreve geldiğimiz zaman belediyenin işçi maaşını verecek durumu yoktu. Makama oturduğum gün belediyenin elektrikleri kesildi. İki ay sonra Karabük Belediyesi bir daha para problemi çekmedi. İşçi maaşları bugüne kadar 1 gün bile gecikmeyen, ikramiyelerini günü gününe ödeyen bir belediyeyiz. Şuanda yapım çalışmalarımız devam ederken, son 1 yıl içerisindeki asıl ağırlığımız Karabük'ün daha yaşanabilir bir yer olması için çevre ile ilgili çalışmalarımız öncelikli olacaktır.

Benim görevim bitmeden Karabük'teki hava kirliliği problemi de tamamen bitmiş olacak. Bu konuyla ilgili Karabük'te iki tane kuruluş var. Bunlardan birisi Kardemir diğeri de Marzinc isimli fabrikalardır. Biz bunları dile getirdiğimiz zaman Kardemir bize çok ciddi bir programla gelirken, Marzinc ise çok basit bir programla geldi. Bu arkadaşlarımız Türkiye'nin ilk 100 zengini içerisindedirler. Bu fabrikalar Türkiye'de 4 şehirde bulunmaktadır. Karabük'te, Kayseri'de, Payas'ta ve Aliağa'da. Bu fabrikalar Türkiye’deki izabe tesislerinin baca tozlarını işleyen kuruluşlardır. Bu baca tozlarının içerisinde de çok yüksek oranda çinko, kurşun ve kükürt gibi tehlikeli maddeler bulunmaktadır. Bunların Türkiye'de ortalama yıllık üretmiş oldukları baca tozları 700 yüz bin tondur. Bu 700 yüz bin ton baca tozunun içerisinde yaklaşık 28 bin ton kurşun vardır. Bu baca tozlarıyla ilgili Çevre Bakanlığı çevre yönetmeliğini hazırlarken baca tozlarını kendi maddelerine bile almamışlar. Bu fabrikalar tehlikeli madde atık listesine alınmadığı için bu tip fabrikalar yapılırken de tehlikeli maddeler işleyen fabrikalar statüsünün dışında işlem görüyor. Organize sanayiye müracaat yaptığı zaman organize sanayinin de yapacak hiç bir şeyi yok. Bakanlığın önce bunu kendi çevre yönetmeliğinin içerisine alması gerekiyordu.

Marzinc benzeri fabrikalar İtalya'da okulların yanında faaliyetine devam etmektedir. Fakat Türkiye'de Avrupa Standartlarına uygun çalışmıyorlar. Avrupa'da bu fabrikalar tüm çevre ve insani kriterleri ele alıyor ve bu sistem içerisinde çalıştırılıyor. Bizimkiler fabrikayı buraya kurdular, beş tane demir çelik fabrikası ne kadar pisliği varsa Karabük'e yolluyorlar. Bunların işlendiğini söyleyip bir hikaye uyduruyorlar. Çıkan mallarını da hiçbir yönetmeliğe uygun olmayan şekilde organize sanayinin içerisinde depoluyorlar. Bu çıkan malzemelerinde tehlikeli madde statüsüne alınması gerekiyor. Çünkü içerisinde kurşun ve çinko oksit var. Şuan kullanmış olduğumuz kanalizasyon da bugün yeni test yaptırdım. %3 - %4 çinko oksit, %3'de kurşun oksit karışıyor. Bu, Belediyemizin arıtmasından sonraki Filyos çayını Allah'a emanet etmiş oluyoruz demektir. Ne tutulan balık, ne de etrafında yetişen sebze yenmez. Bu denetimi Bakanlığın yapması lazım. Senin, yanında zehir deposu olan, hiç bir işletme kurallarına uymayan, insan hayatını hiçe sayan bir fabrika var. Sen bu fabrika ile ilgili ne denetim yapıyorsun? Hiç bir denetimleri yok. Şuanda damperli arabalarla nakliye yapıyorlar. Bu tamamen yönetmeliğe aykırı bir şeydir. Bu malzemelerin dışarıya teması olmayan özel silobaslarla nakliye edilmesi gerekir. Buradan Bartın'a, Şile'ye zehir yolluyoruz. Karabük'teki zehri Türkiye'nin dört bir yanına bu şekilde dağıtmaya başladılar. Peki bunu taşıyan şoför ne olacak? Orda çalışan kepçe operatörünün durumu ne olacak? Sizin hiç mi insana bir değer vermişliğiniz yok? Sizin için her şey para mı? Buraya 5 milyon dolar para harcamış olsalardı biz şimdi bunların hiç birisini konuşmuyorduk. Sen Karabük'e bu parayı harcamayı çok göreceksin sonrada Karabük'te fabrika çalıştıracaksın. Bu fabrika sahiplerinin her birinin şahsi masrafları yıllık 5 milyon dolardan aşağı değildir. Organize sanayiden esen rüzgar, kurşunu ve çinko oksit’i Karabük'ün tamamına dağıtıyor.

Biz, bu fabrika karşı olduğumuzdan değil, bugüne kadar düzgün çalışmadığından bunları konuşuyoruz. Bugüne kadar nerdeydin derseniz; Bugüne kadar bilgi, belge o k hem Marzinc firmasının sahipleri, hem de bakanlık bizi yanılttı. Hani siz, buraya bu cürufu işlemek için ikinci bir tesis kuracaktınız? Bakanlığa verdiğiniz raporlarda bu vardı. Böyle bir cüruf oluşmayacaktı. Beyler incelemiş konuyu, şuanda böyle bir tesis kurulması mümkün değilmiş. O zaman Bakanlığa niye böyle bir beyanda bulundunuz. Bakanlığa verdikleri beyanın içerisinde şu var; Bu malzemeden asfalt yapılabilir, çimento yapılabilir. Bu malzemeden asfalt yapmak demek o memleketi zehre boğmak demektir. Bir tane çimento fabrikası bunu kullanamaz. Çünkü ben Türkiye'nin en büyük çimento fabrikasına örnek yolladım. Bu malzemeden çimento yapılamaz diye reddetti. Dolgu malzemesi diyor ki bundan daha büyük bir tehlike olmaz. Çünkü bunun en büyük tehlikesi yeraltı sularına karışmasıdır.

İki aydan bu tarafa Sayın Bakan Yardımcısına bu fabrika ile ilgili hızlı bir tedbir alınmasını söylediğimiz zaman hiç bir konuyla ilgilenmediler. Kardemir ile ilgili işimiz tamam. Bakanlık ister iş yapsın, ister yapmasın Marzinc ile ilgili mücadelemi de hepiniz göreceksiniz.

Yarın ilk işim açık arabalarla yapılan bu sevkiyatlarla ilgili savcılığa suç duyurunda bulunmak olacaktır. Hiç kimseden de korktuğum, çekindiğim de yok. Bu işin önemli olan tarafı maddiyatı değil, maneviyatıdır. Biz, bu çocuklar için park yapmaya, ayakları çamura basmasın diye asfalt yapmaya çalışıyoruz. Onlarda bizim bu yapmış olduklarımızın hepsini 1 günde tahrip ediyorlar. Bizim Mehmet Ceylan Bey'den beklentimiz şu; Bu işi uzatmadan bu sevkiyatların önüne geçmesi, Karabük'e gelen bu malzemelerin fabrikalarda durdurulması, yine bu fabrikaların atıklarının tehlikeli atık statüsünde depolanması ve bu fabrikaların düzeltilene kadar hiç bir işlemin yapılmamasıdır. Biz, sadece Karabük için, Karabüklüler için bu mücadeleyi veriyoruz. Yapmış olduğumuz işlerde sizlerin duası ile nasıl başarılı olmuşsak, bu mücadelemizde de yine sizlerin duasıyla, desteğiyle başarılı olacağımıza inanıyoruz"

Yapılan konuşmalarının ardından Aydınlıkevler Mahallesinde yapımı tamamlanan parkın açılışı gerçekleştirildi.