Düşenin dostu olmaz derler, herkes bilir söyler. Biz yaşadık bu günleri iyi biliriz. Hadi bu insan mahsus diyelim. Ne acı gariplik ki, düşen bir toplumun ortak paydası olsa da yine değişmiyormuş.

Aşk sevgi sözleri söyleriz, uğruna ölümden söz ederiz, hele işin içine, siyaset, cemiyet, seçim, geçim girip de, karşımızda bir topluluk gördük mü mangalda kül bırakmayız, esip gürleriz değil mi?

Düşen Karabüksporumuzdan bahsediyorum. İyi zamanı aşkından, sevgisinden methiyeler düzdüğümüz kırmızı mavili renklerden bahsediyorum. Seksen bir ilin gıptayla baktığı, uğruna trilyonların harcandığı süper lig takımından bahsediyorum. Kentin olmaz ise olmazı, onuru, gururu, dünyaya tanıtım yüzünden bahsediyorum.

ALDIĞINIZIN ÇEYREĞİNİ, HATTA ONDA BİRİNİ VERİN YETER

Fenerbahçe’sinden Galatasaray’ına gelen takımlar, taraftarlar, senin otellerinde kalmadı mı, binlerce lirayı senin kasana bırakmadı mı Sayın Şefik Dizdar?

Katrilyonluk servetle bu ülkenin sayılı zengini sen değil misin Sayın Dizdar. Günü geldiğinde kanunlar senin için sonuna kadar esnetilmedi mi Sayın Dizdar?

Bu memleketin insanları, siyasetçileri, seni devletin en üst ricallerinin kapıları açmadı mı Sayın Dizdar?

Yanı başımızdaki Bolu’yu, İzzet Baysal’ı duymaz mısın Sayın Şefik Dizdar?

Bu memleket bana hiçbir şey vermedi diyorsan sözümüz yok. Biz verdiğine inanıyoruz. Öyle ise aldığının bırak çeyreğini, onda birini, bu memleketin takımına ver yeter Sayın Dizdar.

Ya peki size ne demeli Sayın Kamil Güleç! 25 yıl önce Bulak deresindeki küçücük bir haddecik den, haddehaneler zincirine, Allah daha çok versin trilyonlarca servete bu takımın hamisi Kardemir sayesinde sahip olmadın mı Sayın Güleç?

İşi sen ben kavgasına dönüştürüp, kırk çeşit bahane uydurup, senin için çekirdek parası denecek şu bir buçuk milyon TL’yi neden ödemiyorsun Sayın Güleç?

Dün Kardemir genel kurulu öncesi, yerli, yöremiz insanı, hep içimizde, sloganlarını üreten sen değil miydin Sayın Güleç?

Yönetime bile giremeyeceğin konuşulurken, günde kırk kere aradığın, seni devletin en üst makamlarına kadar götüren, Sayın Mehmet Ali Şahin’in çağrılarını, tavsiyelerini bile hiçe sayan sen değil misin Sayın Güleç?

Bu memleket bana hiçbir şey vermedi diyorsan sözümüz yok. Biz verdiğine inanıyoruz. Öyle ise aldığının bırak çeyreğini, onda birini, bu memleketin takımına ver yeter Sayın Güleç.

Ya Peki Yücel gurubuna ne demeli. Allah nur içinde yatırsın. Rahmetli Gökşen Yücel’den sonra Karabük aşkı bitiverdi.  Varisleri buradan almaya, kazanmaya devam etti ama velakin sevgi sona eriverdi. Kardemir’in tır tır, tonlarca kütüğünü siz alıp gitmediniz mi?

Servetinizin üzerine, Kardemir’den kazandıklarınızı balya balya eklemediniz mi? Bu fabrikanın, bu kentin takımına bir el de sizin uzatmanızın zamanı gelmedi mi?

Hey gibi Mutullah amca, sen gerçekten bir dengeymişsin. Sen elini eteğini çektin, bir anda ortalık darmaduman oluverdi. Şimdi sana da sorsam Sayın Mustafa Yolbulan, diyeceksin ki, “ben bu takım için kasamdan zaten 70 milyon liranın üzerinde verdim, biraz da başkaları versin” haklı olduğun yerler var ama, yeniden bir elini uzatman gerekmez mi Sayın Yolbulan?

 Benim hatalarım var ise, hatam olan kısmı siliyorum demen gerekmez mi Sayın Yolbulan? 

Birileri yerlisi değil dese de ben bu memleketin yerlisinden daha fazla yerlisiyim demen gerekmez mi Sayın Yolbulan?

Her şeye rağmen yine fedakarlık ederim demen gerekmez mi Sayın Yolbulan?

YA PEKİ SİYASETÇİLERİMİZ?

Karabük milletvekilimiz Sayın Mehmet Ali Şahin maaşından biriktirdiği paradan 100 bin lira ile önderlik ediyorum, çorbada tuzum olsun derken,

Diğer milletvekilimiz Sayın Burhanettin Uysal, hiç sesin çıkmayıverdi. 100 olmaz ise 50, o da olmaz ise 20, hatta 10 bin lira ile bende destek oluyorum demen gerekmez miydi Sayın Uysal?

Kendi memleketimden çıktım, doyduğum yer deyip Karabük’e geldim. Rektör oldum, vekil oldum. Bu memlekete vefa borcum var, demen gerekmez miydi Sayın Uysal?

Hele bende bir iki sponsor, iş adamı bulayım, yönetime girmeye, ya da destek vermeye ikna edeyim demen gerekmez miydi Sayın Uysal?

Sayın Bakan yardımcım, eski belediye başkanım, eski milletvekilim, Sayın Mehmet Ceylan. Ya size ne demeli?

Siz bu yörenin yetiştirdiği değer değil misiniz? Bu yöre sizi bu makam taşımadı mı? Neden hiç sesiniz çıkmaz?

Sizin hiç mi birikiminiz yok?

Öyle bir makamdasınız ki, ülkenin kallavi dev firmalarının bulunduğu inşaat sektörünü bir yerde denetliyor ve kontrol ediyorsunuz değil mi?

Hiç mi hatırınız geçmez bu dev firma ?

Neden suskunsunuz, siz de bu memleket bana bir şey vermedi, bu memleketin görünen yüzü Karabükspor umurumda değil diyorsanız size de sözüm yok, ancak böyle olmadığını düşünüyorum da, sessiz kalmanıza bir anlam hala daha veremiyorum Sayın Ceylan?

Belediye başkanlarından, bu kentin, karabüksporun ticareten kaymağını yiyenlere, parasını kazanan , siyasi gücünü kullanan kadar inanın her kesime söyleyecek sözümüz var. Ancak sözün fazlası anlamak istemeyene söylenir. Bu memleketten aldığınızın çeyreğini değil, onda birini, hatta yüzde birini verin bari beyler.

NEREDE KARABÜK SEVDANIZ?

Sözün özünü toptan söylemek lazım. Nerede beyler, bayanlar sizin Karabük sevdanız. Kırmızı Mavi, Karabükspor aşkınız?

Can mı canan mı denilince, can diyenler, mal canın yongası diyenler gibi, iş biraz yonga dan vermeye gelince sevda bitiverdi mi bir anda?

Mikrofonlarda mıydı sizin sevdanız?

Sözde miydi sizin sevdanız?

NEREDE SİZİN KARABÜK SEVDANIZ?

Ey Karabüklüler, Karabükspor bizim ortak paydamız. Bugün bu ortak paydaya sahip çıkma zamanı. Biz yazdık, sizde bu yazdıklarımızı bir yere yazın ki, bugün sahip çıkmayan Karabüklüler o k yarın sizde sahip çıkmayın.