28 Şubat'ın yıldönümünde bir tepki açıklamasıda Erbakan Vakfı Karabük Şubesinden geldi. Şube Başkanı Bilal Bostancı yaptığı açıklamada;  "4 Şubat’ta Sincan merkezinde  20 tank ve 15 zırhlı araçla yapılan geçişte, ‘milletin hür idaresi’ tankların paletleri  altına alınırken, sözde ‘demokrasiye balans ayarı’ yapıldığı soylemiyle ‘post modern darbe’ o k nitelendirilen ve 28 Şubat 1997’de yapılan ve 9 saat süren  Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreçten sonra yaşanan olumsuz gelişmelerle; “fişlenen ve işlerine son verilen” memur, akademisyen ve askerler ile katsayı uygulamasıyla binlerce kişinin üniversiteye girişleri engellenirken Türkiye büyük ekonomik darboğazın içine girerek felaketin eşiğine girdi.

Refahyol iktidarından sonra kurulan ANASOL-D iktidarında özellikle bankacılık sektöründe ibret verici olaylar yaşandı. Bu süreç zarfında, 25 banka sistem dışına çıktı. Bunlardan 5'i doğrudan tasfiye sürecine sokuldu ve banka lisansları ellerinden alındı. Batan bu bankaların devlete maliyetleri 65 milyar doları buldu. 20 banka ise TMSF'ye devredildi. Bu arada kamu bankalarının ekonomik sistem içerisinde zarar görmemeleri için 23 milyar dolar aktarıldı. 
Uygulanan yüksek faiz ve düşük kur sonucu 28 Şubat’a destek çıkan çevrelerin büyük kazançlar elde edilmesi sağlandı. Bu arada, 54. Hükümetin başbakanı Prof.Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın ‘denk bütçe’ uygulamasının aksine çok yüksek düzeylerde seyreden bütçe açıkları ve iç ve dış borçlanma ekonominin iyice darboğaza girmesine neden oldu.
Yaşanan Kasım 2000 krizi ve 19 Şubat 2001 krizleri Türkiye’yi iflastan önceki son istasyon noktasına getirdi. 21 Şubat 2001’de gecelik faizler astronomik düzeylere ulaşırken, İMKB de yüzde 18,1’lik gerilemeyle “tarihi düşüş” yaşanınca, 9 Aralık 1999’da ilan edilen “kur çıpası” yerine,’dalgalı kur’ sistemine geçilmesi benimsendi.
Şubat krizi ekonomiye son darbeyi de vurmuş oldu. Böylece kamu kağıtları alınmaz satılmaz hale geldi. Bunun sonucu o k faizler en üst nokta ulaştı. 19 Şubat 2001 krizinden sonra Kemal Derviş’in kurtarıcı o k ekonominin başına getirilmesi benimsendi. 
Ekonomiden Sorumlu Devlet bakanı Kemal Derviş, Türk ekonomisine IMF Birinci Başkan Yardımcısı Siyonist Stanley Fisher ve Dünya bankası Başkanı James Wolfensohon ile birlikte yön vermeye çalışıyordu.
Kemal Derviş, ekonomik programını açıklarken; “Ekonomik Program’ı, bugün Ulus rası Para Fonu’na(İMF) sunacağız. Sanırım program dışarıda önemli destek görecektir” ifadesi bunun en belirgin göstergesi niteliğinde idi.
 Sonuç o k, 28 Şubat darbesi üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına rağmen, Türkiye hala dış borç sarmalı, dış borç faizi, bütçe açığı, dis ticaret acigi, işsizlik, yatırımsızlık ve üretimsizlik bakımından zor bir dönemecin içerisine girmiş bulunmaktadır. Eğer ki, 28 Şubat süreci yaşanmamış olsaydı Türkiye istikrar, güven ve kalkınmışlık açısından çok önemli nokta ulaşmış olacaktı. 28 Subat sonrasi gelen hukumetler eliyle sekteye ugratilan D-8 projesi planlandigi gibi yurutulseydi,  Suriye, Irak, Misir, Libya gibi musluman ulkeler bugunku durumunda olmazlardi, ABD Yonetimi Kudus'le ilgili hadsiz aciklamasini yapma curetini gosteremezdi. 
28 Şubat darbesi üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına karşın hala 54. Hükümetin Başbakanı Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın başarılı icraatlarından sıklıkla bahsedilmesi ve Ortadoğu başta olmak üzere işaret ettiği birçok konuda haklılığının ortaya çıkması üzerinde önemle düşünülmesi ve ibret alinmasi gereken bir konudur.
Türkiye’nin gerilemesine yol açan 28 Şubat darbesinin bir daha yaşanmaması için bu oyunlari sahneye koyan dis guclerin zihniyetinin ve hedeflerinin milletimize cok iyi bir sekilde tanitilmasi, Turkiye'mizin siyasi-ekonomik-askeri bakimdan guclu, 'Yeniden Buyuk Turkiye'  haline getirilerek, Islam Alemi'nin lideri konumuna getirilerek,  dis mudahalelerden etkilenmeyecek bir noktaya tasinmasi kacinilmazdir. "
dedi.