Kardemir’in seçimli genel kuruluna bir aydan biraz fazla bir süre kaldı. Henüz netleşmeyen bağımsız yönetim kurulu üyesi isimleri gündemdeki yerini koruyor. Bir o kadar konuşulan da yüzde 3-4 gibi bir hisseye sahip oldukları belirtilen Güleçlerin yönetime girip giremeyecekleri konusu ön planda. Tam bu aşama baba oğul Kamil ve Çağrı Güleç’in yönetimdeki yerlerini koruyabilmek için Ankara’da çalmadık kapı bırakmadıkları zikredilmeye devam ediyor. Söylenenlere göre Devlet (Bürokrat) ve Siyaset kademesinde bulabildikleri her kesime gittikleri ve gittikleri yerlerde de; “Bize güvenin. Doğru olan biziz. Hiç yanlış yapmadık. Bizi bitirmeye çalışıyorlar. İftira atıyorlar, vs vs” sözleri sıkça tekrarladıkları öne sürülüyor. Tabii ki, eğer bunlar doğru ise elbet insanlar size inanacaktır! Ancak yaşanan bir sürü olaylar öğrenilince, “hazırlandığı ve ilgili yerlere verildiği iddia edilen bazı raporlar” okununca elbette bakışta bir anda değişiverir herhalde! Geçmiş ve yaşanmış dair aşağıda yazı içeriğindeki birçok konu ard arda sıralanınca, “Siz öyle diyorsunuz da, ya bu kadar soruların cevabı ne olacak! Bunlar yalan mı? Doğru ise, Biz Size Nasıl Güvenelim, Devlet Size Neden Güvensin” sorusunu ortaya koyuveriyorlar. VERİN BAKALIM ŞU SORULARIN CEVABINI? Sizi yıllarca sırtında taşıyan, ticareten bu noktaya gelmenizdeki en büyük pay sahibi olan Rahmetli Sayın Mutullah Yolbulan’a hastalığında imza attırıp kandırdığınız ortaya çıkmadı mı? Ortaya çıkınca Amcanın güvenini kaybetmediniz mi? 2017 yılı Haziran ayında Yönetimde görüşüp mutabakata varmadan SPK'ya 6 imza ile kendi hazırladığınız bağımsız listesini göndermediniz mi? Bu ortaya çıkınca sizden çok daha fazla hisseye sahip Yolbulan ve Yücel ailelerinin güvenini kaybetmediniz mi? Yine aynı dönemde, koltuğunuzu sağlama almak için, fabrika elden gidiyor yaygarası koparıp, Ticaret Odasından Sendikasına, siyaset ve STK' dek syon imzalatmadınız mı? Bunların kendi menfaatlerinizi korumak için tertip edilmiş düzen olduğu ortaya çıkmadı mı? Ortaya çıkınca Karabüklülerin güvenini kaybetmediniz mi? Yine aynı dönemde, Size ekmeğini, dostluğunu, ticaretini açanları kötülemek için dosyalar düzenlemediniz mi?  Bu günkü gibi Ankara'da kapı kapı gezip siyasetin ve Hükumetin en üstlerine kadar vermediniz mi? Peki zaman içinde iddialarınızın sadece karalama amaçlı olduğu ortaya çıkmadı mı?  Gerçekler ortaya çıkınca, siyasetinde güvenini kaybetmediniz mi? Yine aynı dönemde bağlı şirketler olan Karçel ve Kardökmak'ta ki KRDMB hisselerini diğer yönetim kurulu üyelerinden gizleyerek kendi şirketinize virman etmediniz mi? Bu gizli saklı işleriniz yüzünden sizi aklamayan şirket ortaklarının güvenini kaybetmediniz mi? Kendi imzalarınız ile getirdiğiniz ve ayrıldıktan sonra “Kamil Bey’e yaptığım hizmeti babama yapmadım” diyen zamanın Genel Müdürü Ercümen Ünal’ı, bir kalemde silmediniz mi?  Bu tavırlarınız ile çalışanların da güvenini kaybetmiş olmadınız mı? Şimdi çalışan size nasıl güvensin? Önce mali genel kurulu erteletip sonra son dakika rica minnet SPK’dan yazı almadınız mı? Yazıyı alır almaz net bir aklama ifadesi olmadığı halde “bizi akladılar kampanyanıza” alet etmediniz mi? Bunları yaparak başta SPK olmak üzere üst bürokratların güvenini kaybetmiş olmadınız mı? O kadar çok yanlışı üst üste yapıp kendi menfaatinize çalışmışsınız ki, bunlar son Kardemir mali genel kurulunda ortaya çıkmadı mı? Mahkeme sizin usulsüz hisse takası yaptığınız kararına varmadı mı? Peki Son mali genel kurulda rapor halinde ortaya çıkınca, sizi aklamayan KARDEMİR hissedarlarının güvenini kaybetmiş olmadınız mı? Herkesin üzerinde uzlaşma sağladığı Karabük Ticaret Odası Başkanı Mehmet Mescier’in bağımsız üye adayı o k tespit edilmesine itiraz edip şerh koymadınız mı? Bu şerhiniz ile Şehrin onlarca haddecisinin, yüzlerce tüccarının ve iş adamının da güvenini kaybetmiş olmadınız mı? Sahi 2017 yılındaki dek syonu zamanın TSO Başkanına imza attırırken, seni yönetim kuruluna önereceğiz sözü vermediniz mi? Şimdi bu çelişki değil mi? Kendi lehinize kampanya oluşturup, yörenin ağabeysi, devlet adamı Sayın Mehmet Ali Şahin’in ismini bile kullanmadınız mı?  Bilgisi olmadığı ortaya çıkınca başta Sayın Şahin olmak üzere yerel siyasetçilerin bile güvenini kaybetmediniz mi? Devletin gönderdiği bağımsız yönetim kurulu üyelerini önce göklere çıkardınız. Methiyeler üzerine methiyeler yağdırdınız. 50 Yıllık çelikçi gibi çalışıyorlar. Her türlü katkıyı sağlıyorlar demediniz mi? Sonra KARDEMİR menfaatleri doğrultusunda bağımsızların aldıkları kararlar karşısında, çıkarlarınıza dokunduğu için hoşnut kalmayıp kötü adamlar ilan etmediniz mi? Hissedarların çok büyük çoğunluğu devletin gönderdiği bağımsızlar görevlerini yaptılar derken, siz red oyu verip bir yerde devleti aklamamak gibi bir yola gitmediniz mi? Bu tavrınız ile de devletin güvenini kaybetmiş olmadınız mı? Devletin güvenip gönderdiği bağımsız yönetim kurulu üyelerinde imzaladığı kararların incelenmesi için özel bağımsız denetim talep etmediniz mi? Yani devlete güvenmeyip, denetletmek gibi bir yola gitmiş olmadınız mı? MENFAATİNİZ OLUNCA HER ŞEYİ MÜBAH MI ZANNETTİNİZ? Gün geldi sonradan kapatılan FETÖ Okulunun çatısını yapıvermediniz mi? Gün geldi sonradan Cumhurbaşkanlığı KHK'sı ile kapatılan sevgi evleri derneğinin hamisi oluvermediniz mi? Gün geldi sonradan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzası ile kapatılan KASİAD aktifken kahvaltılarda, sohbetlerde baba oğul KASİAD yöneticileri ile kol kola girivermediniz mi? DEVLET SİZE NASIL GÜVENSİN? Şimdi bunca soruları, yaptıklarınızı unutup hiçbir şey olmamış gibi Ankara’da tekrar kapı kapı geziyormuşsunuz! Bize güvenin diyormuşsunuz! Aman hisselerimize,  yönetimdeki yerlerimize dokunmayın, biz yönetimde olmaya devam etmeliyiz diyormuşsunuz da; Bunların hepsi yalan, hiçbiri olmamış ise tamam haklısınız yönetmeye devam edin. Ancak bunca gerçekler ortada iken, Üst bürokratlar, Milletvekilleri, Bakanlar, Cumhurbaşkanlığı makamı size nasıl güvensin? DEVLET SİZE NEDEN GÜVENSİN?