Fatih Altaylı Tutuklandı. Karabük Üniversitesine Yönelik Açıklamaları Tartışma Yaratmıştı.
Gazeteci Fatih Altaylı, 20 Haziran 2025 tarihinde Youtube kanalında yayımladığı programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “tehdit içerikli sözler” sarf ettiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 21 Haziran akşamı Teşvikiye’deki evinde gözaltına alınmıştı. Savcılık açıklamasında, Altaylı’nın söz konusu yayında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçunu oluşturabilecek sözler kullandığı vurgulanmıştı. Altaylı gözaltı ve sorgulamasının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Bazı basın meslek örgütleri tutuklamaya tepki gösteren açıklamalar yaptılar. Ancak bende dahil birçok gazeteci ve Anadolu’daki meslek kuruluşu bu tepkilere katılmadıklarını açıkladı.
Karabük Üniversitesi Sözleri Tartışma Yaratmıştı
Altaylı, daha önceki Youtube yayınında da Karabük Üniversitesi’ne dair açıklamalarda bulunmuştu. Özellikle rektörün maaşı, harcamaları, öğrenci profili ve akademik kadro hakkında “meymenetsiz” gibi sert nitelemeler içeren yorumları, üniversitenin akademik camiası ve öğrencileri arasında geniş yer bulmuştu. Bu sözler kamuoyunda, üniversitenin itibarını zedeleyici ve genelleyici bir dil kullanıldığı gerekçesiyle eleştirildi. Bu açıklamaların, herhangi bir resmi veri ya da objektif analiz içermediği ve üniversiteyi karalama ihtimali taşıdığı vurgulanıyor. Eleştirel yorumların meşru olduğu, ancak somut gerekçelerden bağımsız olarak genel bir üslupla ifade edildiğinde etik sınırların aşılabileceği belirtiliyor.
İfade Özgürlüğü ve Sorumluluk Dengesi
Konuyla ilgili hukukçular, ifade özgürlüğünün korunması gerektiğini ancak bu özgürlüğün özellikle kamu kurumlarına ve görev sahiplerine yönelik açıklamalarda sorumluluk gerektirdiğini hatırlatıyor. Yönlendirici, kişisel saldırılardan uzak ve somut bilgiye dayanan dilin tercih edilmesi gerektiği üzerinde duruluyor.
Gazetecilik ilkeleri gereği, eleştirel söylemin; kurulmuş, yaygınlaştırılmış, ya da şahısları küçük düşürücü ifadelere dönüşmeden sürdürülebilmesi, demokratik mekanizmanın işlemesi açısından büyük önem taşıyor.
Bu bağlamda Altaylı, “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla resen başlatılan soruşturmada alınan ifadesi sonrası çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Karabük Üniversitesi cephesinden henüz resmî açıklama gelmedi. Ancak sosyal medyada, akademisyen ve öğrenci grupları, üniversitenin araştırma projeleri, eğitim kalitesi ve bölgesel katkılarının göz önünde bulundurulmasını savunuyor.
Soruşturma süreci ve ardından gelen tutuklama ifade özgürlüğü ve medya etiği bağlamında kamuoyunun ilgisini çekmeye devam ediyor.
Bu bağlamda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin de dahil olduğu bir gurup basın kuruluşu yayınladıkları bildiriler ile tutuklamaya tepki gösterdiler.
Basın mensuplarının yaptığı görevleri üzerinden basın özgürlüğünün kısıtlamasını, tutuklamaya kadar varan cezaları geneli itibarı ile benim de kabul etmem mümkün değildir.
Ancak hiçbir özgürlük elbette ki sınırsız olmamalıdır.
Dünyayı sarsan bu kadar önemli olayları yaşadığımız şu günlerde, Cumhurbaşkanının etrafında tek yumruk olmamış gereken bir zamanda, usta gazeteci olarak hitap edilen Fatih Altaylı’nın hadsiz, yersiz, gereksiz sözlerini, Cumhurbaşkanlığı makamına karşı bu kadar hoyratça konuşmalarını basın özgürlüğü çerçevesine sokmak pekte yerindelik ile bağdaşmıyor. Hele hele kısaltılmış resmi adı AK Parti, açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi olan, milyonlarca seveni ve üyesi bulunan, ülkenin en büyük ve iktidar partisine, muhalefet ağzı ile AKP diye hitap etmesi usta ve objektif bir gazeteci tanımlamasına da pek uymuyor.
İşte bu yüzden Karabük Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi ve bu kentte mesleğini en doğru şekilde yapmaya çalışan bir gazeteci olarak başka Türkiye Gazeteciler Cemiyet olmak üzere bazı meslek örgütlerinin yaptıkları kınama vb açıklamaları kabul etmiyor ve katılmıyorum.