Son günlerde bir tartışmadır gidiyor. BRTV televizyonunun sahiplerinden Mehmet Çetinkaya’nın kendisine ait sosyal paylaşım hesabından birkaç gün önce paylaştığı bir resim tartışmanın fitilini ateşledi. Dört yıl önce Sapanca Gölü kenarında Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin ile birlikte çektiği bir resmi paylaşmasının ardından Karabük’teki yerel bir gazetenin bunu habere dönüştürmesi ve bazı yerel internet sitelerinde yer alması sonrasında, Çetinkaya köşe yazısıyla cevapladı.

Aslında hem bu tartışmaya konu paylaşım ile ilgili, hem de Mehmet Çetinkaya’nın köşe yazısı ile ilgili söyleyecek çok sözümüz olur ancak biz bu tartışmanın tarafı değiliz. Bizi ilgilendiren kısmı, Çetinkaya’nın köşe yazısının başında dile getirdiği internet medyası ve gazeteciler ile ilgili yorumu. Asıl bizi ilgilendiren kısmı bu.

Topyekun bir genelleme ile yerel manada bu sektörün içinde bulunan biz de dahil bir çok insana karşı hakaret ari ve alaycı bir üslup kullanması bizleri derin şekilde üzmüştür.

Aslında topyekûn genelleme yaparken, bu kişilerin bir çoğunun geçmiş zaman içerisinde, dönem dönem, sahibi olduğu TV kanalında haber müdürlüğü, kameramanlık, muhabirlik yapan insanlar olduğunu bir çırpıda unutuvermesini, öfkesine teslim olmak o k algıladık.

KRAL ÇIPLAK

İnternet Medyasını “Hızlı Gazetecilik” o k niteleyen, ulusal basının bir çoğunda gazetecilik yapmış, yılların usta gazetecisi Hadi Özışık, internet medyasının yazılı basından farkının bugünün haberlerini yarına bırakmamak olduğunu belirtiyor. Özışık, internet medyasının yazılı basını etkilemesi üzerine, bu sektörün sahiplerinin tedbir a k resmi web sitelerini internet medyası gibi kullanmaya başladıklarını belirtiyor. Çünkü bizim de sahibi olduğumuz İnternet medya siteleri artık hız, zaman ve mekân zorunluluğu olmadan, okunurluk açısından bir anda binlerce insana ulaşabiliyor.

Yaşları itibariyle özellikle 40 yaşın üzerinde olanlar çok rahat hatırlar. Ülkemizde siyah beyaz yayından renkli yayına geçilmesi ve ardından TRT tekelinden özel kanal izin verilmesinin birkaç yıl sonrası, yaklaşık 25 yıl önce patır patır yerel tv kanalları da açılmaya başlandı. Hem yeni bir yayıncılık anlayışının gündeme gelmesi, hem izlenilecek kanal seçeneklerinin az olması nedeniyle Yerel TV'ler ciddi bir ivme kazandı. Yörelerindeki halk tarafından benimsendi. Geniş kitleler merakla takip etmeye başladı. Her evin çatısında antenler boy boy kendini gösterdi.

Ancak zaman içerisinde özellikle TÜRKSAT uydularının aktif olması, farklı yayın anlayışı ile yüzlerce kanalın devreye girmesi, yerel TV lerin altın çağını kapatıp yavaş yavaş revaçtan düşmesine yol açtı. İletişim ve TV yayıncılığı farklı bir boyut aldı. Çatı antenlerinin yerini uydu ve çanak antenler almaya başladı.

Özellikle son yıllarda Digiturk, Kablolu yayın, Dsmart, Tivibu gibi platformların devreye girmesi ile, evlerde bulunan çanak antenler bile izlenme açısından yetersiz olmaya başladı.

Teknolojideki bu baş döndüren hızlı gelişmeye ayak uyduramayan yerel hatta genel yayın yapan TV kanallarının izlenirliği nerede ise bitme noktasına geldi.

Sözün özü, Amerika’yı Avrupa’yı, teknolojide ve yayıncılıkta meydana gelen bu gelişmeleri yakından takip edenler bilir ki, internet medya artık çağın bir gerçeğidir. Zira bu gerçeği kabul eden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir internet sitesine ödül bile vermiştir.

Bilenler bilir 'Kral Çıplak' diye bir hikaye ve dilimize yerleşmiş söz vardır. Yukarıda anlatmaya çalıştığımız gerçekleri göremeyenler ne yazık ki, internet medyasına “ÇAMUR ATMAK” gibi bir yolu tercih etmeye başladılar. Evet yasa çıkmamıştır. Bizlerde emin olun canı gönülden bir an önce yasanın çıkmasını istiyoruz.

Ancak unutulan bir şey var ki, bizlerde internet medya üzerinden yaptığımız haberlerden sorumluyuz. Devletin yargı mekanizması, haber kaldırmadan tutun da, yalan yanlış haberler ile ilgili ciddi cezalar vermektedir.

Şimdi “laf ola beri gele” Mehmet Çetinkaya’nın söylediği “Kendilerine gazeteci süsü vermiş bir takım mihraklar ortalıkta cirit atmaya devam ediyor. Kentin önemli makamlarındaki yöneticilerine, işadamlarına, demokratik kuruluş yöneticilerine her türlü iftirayı atmak adeta moda haline geldi.” Sözlerinin ne kadar anlamsız ve hezeyan içinde söylendiğini anlamak hiç de zor değil.

Bizim şu ana kadar yaptığımız 5 binin üzerinde haber ile ilgili, şu ana kadar hiçbir yayın durdurma, hiçbir mahkeme kararı, hiçbir açılmış dava bulunmamaktadır. Madem iddia ettiğin gibi iftira atıyoruz o zaman neden şu ana kadar bu iftira attığımız iddia ettiğin kişilerden bir tek tekzip, yalanlama ya da yargı yoluna gitme yapılmamıştır?

“Kral Çıplak” gör artık! İnternet medya çağın ve gelişen teknolojinin bir sonucudur. Biz ayak uydurduk. Gazetecilik ise kimsenin tekelinde değildir. Toplum bizi bilir, biz toplumu biliriz. Bu halk kime gazeteci deyip demeyeceğini çok iyi bilir.

Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun