GÜNCEL

CHP İl yönetimi KGD'ye tebrik ziyareti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak İl Başkanı Devrim Dural ve yönetimi, göreve yeni gelen Karaelmas Gazeteciler Derneği (KGD) Başkanı Bahaddin Arı ve yönetimini ziyaret etti.

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak İl Başkanı Devrim Dural ve yönetimi, göreve yeni gelen Karaelmas Gazeteciler Derneği (KGD) Başkanı Bahattin Arı ve yönetimini ziyaret etti.


Devrim Dural'a İl Başkan Yardımcısı Selim Cansızoğlu, İl Kadın Kolları Başkanı Nazan Pulat, İl Gençlik Kolları Başkanı Kadir Güven ve il yöneticileri eşlik etti.

DURAL: "PARTİ OLARAK HER ZAMAN BU MÜCADELENİN YANINDAYIZ"

Yeni dönemde KGD Yönetimi'ne başarılar dileyen Devrim Dural "Günümüzde, basın ve demokrasi açısından; özellikle basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü bağlamında, ülkemizde yaşanan geri gidişin farkındayız. Bu gerilemenin durdurulabilmesi için demokrasi standartlarının çok daha yukarıya çekilmesi gerektiğini biliyoruz.
Dünyadaki basın özgürlüğü endekslerine baktığımızda, Türkiye’nin oldukça gerilerde olduğunu görüyoruz. Oysa gazetecilerin toplumun bilgi edinmesini sağlamak ve kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yaptığı çalışmalar, zaman zaman iktidar tarafından engelleniyor. Bu noktada, yargının gazeteciler üzerinde bir baskı aracı, adeta bir sopa gibi kullanıldığını gözlemliyoruz. Buna karşı olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Bu süreçte gazetecilerin cesur, yürekli olması ve kaleminin keskin olması büyük önem taşıyor. Bu durum yalnızca iktidar için değil, muhalefet için de bir uyarı niteliği taşır. Gazetecilerin görevlerini bu bilinçle ifa ettiklerini görüyoruz. Bu anlamda sizlere bir kez daha hayırlı olsun diyorum. Kamuoyunu aydınlatma görevinizi layıkıyla yerine getirdiğinize inanıyoruz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak da her zaman bu mücadelenin yanındayız." şeklinde konuştu.

ARI: "BU SADECE BİR MESLEK MÜCADELESİ DEĞİL, TOPLUMSAL BİR EMEK MÜCADELESİDİR"


KGD Başkanı Bahaddin Arı, ziyaretten dolayı teşekkür ederek şunları söyledi:
"Ekip arkadaşlarımızla iyi ilişkiler kurmayı çok önemsiyoruz. Her zaman telefonlarım sizlere açık, kapım da öyle. Ne zaman bir sorununuz ya da sıkıntınız olsa, basın yoluyla yaşadığınız sorunlarda da yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim.
Tekrar hayırlı uğurlu olsun, hepinizi ve yönetiminizi tebrik ediyorum.
Aslında bu sürece bir kampanya olarak da bakabiliriz; kamuoyu oluşturduk. Derneğimiz 23 yıllık bir geçmişe sahip. Hep iç içeyiz, birbirimize yabancı değiliz. Ancak sorun sadece bizim derneğimizin değil. Türkiye’de basının geldiği nokta hepimizin malumu.

Fikir özgürlüğü, basın özgürlüğü, demokratik haklar gibi temel konuların yanı sıra mesleki sorunlarımızın dışında, çağın getirdiği iletişim biçimleriyle ilgili de çeşitli zorluklar yaşıyoruz. Özellikle demokrasiden ve emekten yana duran siyasi partilerin, basınla olan ilişkilerinde karşılıklı dayanışma kurması ve toplumu dönüştürme sürecine katkı sunması çok önemli.
Ne yazık ki yerelde, özellikle Zonguldak’ta, basının yaşadığı sorunlar oldukça derin. Hem çalışan gazeteciler hem de medya kurumlarının yaşadığı ekonomik zorluklar, mesleki koşulları oldukça zorlaştırıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına girerken, 23 Nisan’da hâlâ bu sorunları konuşuyor olmamız düşündürücü. Oysa Zonguldak, basın tarihi açısından da özel bir kenttir. Cumhuriyetin ilk şehri olması nedeniyle köklü bir geçmişi vardır. Ancak bu geçmiş belli bir noktadan sonra geri gitmeye başladı.

Eskiden EKİ, şimdi TTK olarak bilinen kurumun gerilemesi, basının da geri düşmesine yol açtı. Bu süreçleri birbirinden bağımsız düşünemeyiz. Geçmişte derneğimiz, kentin yaşamında, mücadelesinde, halkla olan buluşmalarında, haber alma özgürlüğü açısından önemli roller üstlendi. Örneğin Mithatpaşa Tünelleri için başlatılan kampanya buna örnektir.
Bugün TOKİ konutlarında gazetecilerin ev sahibi olması da yine bu mücadelenin bir sonucu. Dernek, hem kendi sorunlarıyla ilgilendi hem de kentin sorunlarına duyarlılık gösterdi. Ancak geri gidiş hepimizi etkiledi. Bu seçimi genç, dinamik ve heyecanlı bir ekiple kazandık. Aşağıdan gelen bir refleksle yola çıktık ve 3 aylık güzel bir kampanya yürüttük.
100 günlük bir eylem planı hazırladık. Bu planda en dikkat çeken başlıklardan biri, gazeteci arkadaşlarımızın koşullarıydı. Dernek olmamıza rağmen sendikal çalışma anlayışıyla hareket ediyoruz. Kamuda ya da özel kurumlarda çalışan, basın bürolarında görev yapan tüm üyelerimizin çalışma şartları çok ağır. Bugün gazeteci özgürce haber yapamıyorsa bu, işsizlikle, düşük ücretlerle ve iş güvencesinin olmamasıyla ilgilidir.
Bu noktada özellikle emekten yana siyasi partilerin, basın emekçilerinin ekonomik ve mesleki mücadelesine destek vermesi gerekiyor. Basın özgürlüğünü savunurken, bu özgürlüğü hayata geçirecek basın emekçisinin geleceği güvence altında olmalı. Aksi halde bu özgürlükler sadece söylemde kalır.
Belki biz sendika değiliz, ama dernek olarak fikri altyapımız, geçmişten gelen mücadele geleneğimiz var. Bu nedenle sizlerden desteğinizi bekliyoruz. Biz mücadele edeceğiz, sizden ise bu mücadelede yanımızda olmanızı istiyoruz. Çünkü bu sadece bir meslek mücadelesi değil, toplumsal bir emek mücadelesidir.
Ayrıca medya kuruluşları da ciddi zorluklar içinde. Sigortasız çalışma, yetersiz personel politikaları gibi birçok sorun yaşanıyor. Tüm bu sorunlar ülkenin ekonomik koşullarıyla doğrudan bağlantılıdır."

{ "vars": { "account": "G-EPVZXX591W" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }