Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Fatih Çapraz’ın gayretleri ile kuruluşunun 100. yılına hazırlık olarak “Karabük Kent Vizyonu Çalıştayı 2037” toplantısı gerçekleşti.

Toplantı öncesi bir vesile görüştüğüm başkan Çapraz toplantının amacı ve yürüyüş süreci ile ilgili planlamalarını anlatmıştı. En çok dikkatimi çeken ise saatlerce konuşan konuşmacılar yerine 3 dakika ile sınırlandırılmış çok katılımlı, çok farklı fikir ve öneriyi bir araya getirebilmek idi.

Biz de hem yörenin tek gümrükleme ve dış ticaret firması olarak hem de basın mensubu olarak gerçekten önemsediğim bu toplantıya iştirak etmeyi kendimize görev addettik.

Ya peki amacına ulaştı mı?

Hayatta edindiğimiz tecrübe ve deneyimlerinden çıkan önemli sözlerden birisi de, bir sıfır dan her zaman iyidir. Bu bağlamda bakarsak yapılması bile bir başarı sayılır.

Ancak toplantıda olması gerekip te olmayanlar, toplantıya katılmış olmak için katılanlar dikkatimizden kaçmadı. Tüme varım yerine tümden gelim yöntemi oldu. Gerçekten ekibi ile iyi hazırlık yapmış, adeta kentin fotoğrafını çekmiş kentin Valisi Mustafa Yavuz bir saati gecik konuşması ile hemen hemen herkesin parça parça söyleyeceklerini bir anda söyleyiverdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantısına gitmesi gerektiğini ifade eden, katılan tek milletvekili Ali Keskinkılıç’da yarım saate gecik konuşması ile topu alın gol atın diye orta yaparken iki uzun konuşma gerçekten sıktı ve hevesleri adeta öldürdü. Hele hele Karabük Üniversitesi Rektörü Fatih Kırışık’ın Üniversiteyi anlatan konuşması bence o toplantının yeri değildi.

NE OLMALIYDI?

Ben beklerdim ki, her kes konuşsun Sayın Valimiz Mustafa Yavuz bütün bu hazırlıklarını konuları toparlarcasına en son konuşsaydı.

Ben beklerdim ki, Rektör hocamız Fatih Kırışık mezuniyetinde kamerayı, fotoğraf makinasını yeni görmüş gibi bakan basın yayın mensubu adayları misalinde olduğu gibi, bütün bölümlerinde eğitim kalitesini 2037 ye kadar nasıl arttıracağının planlarını anlatsa idi.

Ben beklerdim ki, Milli Eğitim Müdürümüz geçmiş yıllarda ülke genelinde ilk üçlere giren, üniversite sınavlarında birinciler çıkaran, bizim zamanımızda sanat okulu denilen ve çok yüksek puanla girilebilen şimdilerin endüstri meslek lisesi’nin eğitim kalitesini geçmiş yılları da geçecek şekilde 2037 ye kadar nasıl arttıracağını anlatsaydı.

Ben beklerdim ki, yıllardır çözüm bekleyen kent içindeki trafik sorununun çözüm yolları anlatılsaydı. Türkiye birinci olmak için adeta yarış eden trafik ceza denetimlerini konuşsaydık.

Ben beklerdim ki çocukluğumun pırıl pırıl akan nehirleri araç çayı, Eskipazar çayı, filyos nehri, Gerede çayı 2037 ye kadar nasıl eski haline getirileceği anlatılsaydı.

Ben beklerdim ki, Ankara ile adeta yarış eden gayrimenkul fiyatlarının makul seviyelere inmesi için yapılacak çalışmalardan bahsedilseydi.

Beklentileri art arda yazmaya devam edebiliriz!

En önemlisi ise yeniden Karabüklü nasıl oluruz konuşulmalıydı.

Başka kent insanları ile ticaret yapma yerine birbirimiz ile ticaret yapmayı,

Başka kentlerden iş göçü alma yerine kendi kentimizden yetişmiş eşdeğer insanları tercih etmemiz gerektiğini,

Birbirimizin kuyusuna kazma yerine, birbirimize deste olmayı,

Ben, ben, yerine biz biz, birlikteliğini nasıl oluşturacağımı çalışmalıydık.

Zira bu saydıklarımı oluşturmadan yukarıdaki hedef ve hayalleri vizyona dönüştürüp gerçekleştirmekte hayalden pek öteye gider mi yorumu sizlere bırakıyorum.

Editör: Sait Alıcı