Bir hal oldu bu insanoğluna. Hemen hemen her şeyin uzmanıyız. Her şeyden bilgiliyiz. Her konuda ahkam keseriz. Herkese akıl dağıtırız. Kimin ne yapacağına biz karar veririz. Başka insanların paralarını dağıtır nereye harcayacaklarına karar veririz. Doktor olmadan tıp da, Mimar olmadan inşaat konusunda, İmam olmadan dini hususlarda, Hukukçu olmadan yargıda, Akademisyen olmadan üniversite eğitiminde, Akla gelebilecek her konuda, Dilimize geleni, canımızın istediğini bir çırpıda söylemeyi, yazmayı maharet sayar keyif duyarız. Bakan oluruz, Vali oluruz, Rektör oluruz, Siyasetçi oluruz, Hoca oluruz, Öğretmen oluruz, Asker oluruz, Polis oluruz, Komutan oluruz, Müdür oluruz, Doktor oluruz, Avukat, Hakim, Savcı oluruz. Hele hele çağın kolaylığı interneti ve nerede ise uyurken bile ellimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlar sayesinde aklımıza gelen her şey oluruz. Ama bir türlü kendimiz olamayız. Boy aynasına bakmayız. Neyi Yapmayız! Düşünmeyiz, Sormayız, Sorgulamayız, Öğrenmeyiz, Öğrenmeyi de istemeyiz, Kendimizi ölçmeyiz, Tahsilimize bakmayız, Hak hukuk gözetmeyiz, Vicdan demeyiz, Ahlak demeyiz, Etik bilmeyiz, Kul hakkı hiç mi hiç düşünmeyiz. Varsa yoksa biz, Ötesi hiç Hep biz haklıyız ya.! Hep biz doğruyu biliyoruz ya! Ağzımız var konuşuyoruz. Parmaklarımız var yazıyoruz.”! SAHİ BİZ NASIL BU HALE GELDİK?