AZMETTİRİCİ NEREDE?

ADALET NEREDE?

Kendisini kentinin sorunlarına odaklamış bir gazeteci tam 2 yıl önce bugün hunharca darp edildi. Hem de hiç tanımadığı birileri tarafından!

Alın teri yerine gayrimeşru para kazanmayı tercih etmiş bu vicdan yoksunları üzerinden geçen 2 yıla rağmen hala ellerini kollarını sallayarak gezebiliyorsa, “adalet nerede” diye insanın sorası gelmez mi?

Evet, tam 2 yıl geçti. Failler belli, olay belli, görüntüler belli, hala dava ve duruşmalar devam ediyor! Ellerini kollarını sallayarak toplumda gezmeye devam ediyorlar.

İşin vahim tarafı soruşturma savcısı tarafından dosyası ayrıldıktan sonra, azmettiricilerin bulunmasına yönelik ise alınmış bir arpa boyu yol yok.

Ne güzel değil mi?

Yapanın da yaptıranın da yanına kar kalsın!

Zamana bırakıverelim, unutulur gider deniyor değil mi?

Aynı yıllar önce bu kentin cevval gazetecilerinden Ergün Başkaya kardeşime ve Şükrü Gökkaya kardeşime yapıldığı gibi.

Ne isteniyor, suya sabuna dokunma. Hırsızlığa, haksızlığa, yolsuzluğa, dolandırıcılığa, gayri meşruya göz yum. Görmezden gel. Sağır ol, duyma. Konuşma.

Bu kentte bir şeyler eksik, bir şeyler ters gidiyor.

Sahipsiz kent denilince kızılıyor da, gerçekler ortada değil mi?

Bir gazeteci şehrin göbeğinde, evinin önünde darp edilmiş, 33 gün sonra failleri ancak bulunabilmiş, azmettiricileri ise hala ortada yok!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir gece yarısı telefonda, “Sırrı bu gazeteci olayı hala çözülmedi mi neden çözemedin” şeklindeki uyarısından bir iki gün sonra failler bulundu.

Ya sonrası, araştırılması gereken arkası ne oldu? Yani Azmettiricinin araştırılması!!!!

Kamuoyunda fısıltı şeklinde dolaşan birçok dikkat çekici, bir o kadar da kayda değebilecek söylentilerin doğruluğu, azmettiriciye ulaşma noktasında araştırıldı mı?

Devletin kulağı olanlar hiç merak etmediler mi, araştırmaya değer görmediler mi?

Ben buradan birkaç tanesini yazıvereyim.

Darp olayını planlayanların yüzüncü yılda bazı cafelerde otururken “bir gazeteci işi aldık” diye konuştukları size gelmedi mi?

Darp olayını planlayanlardan bir tanesi için çalıştığı belediye başkanından, olaydan bir hafta önce şehir dışına gitmek için, izin konusunda kimler araya girmek istedi?

Hangi siyasi, hangi avukat?

Yakalama ve gözaltına alınmanın olduğu sabah, faillerden birisinin eşinin, O Belediye Başkanına “eşim başıma bir şey gelir ise direk şu avukatı arayın dedi. Onun bilgisi var” şeklindeki sözleri yalan mı? Önceden planlanmış gibi gelmiyor mu size? Kimdi O Avukat?

Ya darp olayından 15 gün önce ve yakalanıncaya kadar geçen süreçte, telefon tapelerindeki sıkça konuşulan kişiler kimlerdi?

Faillerden birisi darp etmem için para verdiler, havale ettiler ifadesine rağmen havale eden neden aylarca bulunamadı?

Soruşturma savcısının ısrarlı araştırması sonucu aylar sonra bankamatik görüntü kayıtlarını ortaya çıkarmadı mı?

Peki parayı yatıranın faillerden birisinin oğlu olduğu ortaya çıkmadı mı?

Para trafiğinin son halkası ortaya çıkınca, geriye dönük kamera kayıtlarından bu paranın nereden, kimden alındığına ilişkin bir takip yapılsaydı azmettiricilere ulaşma ihtimali olur muydu?

Kentin saygıdeğer iş insanlarından birisinin oğlunun daha yakın bir tarihte sosyal medyasından “Ben gazeteciyi kimin darp ettirdiğini biliyorum. Yakalandıkları zaman benim koğuşumda kaldılar, bana anlattılar” şeklindeki iddiası hiç araştırıldı mı?

Sorular daha çok ta bu güne kadar bana gelen ne araştırma ne bir cevap var.

Elinde tesbih Valisinin karşısında bile çekmeye cesaret edebilen bir emniyet müdürünüz olur ise sorularınız cevap beklersiniz.

Personelinin illallah dediği, arkasından davul çalınan bir emniyet müdürünüz olur ise cevap aramaya devam edersiniz.

Devletin Başsavcısından birçok kurum yetkilisine hakkını arayan gazeteciden dert yanan bir emniyet müdürünüz var ise fazla bir şey bekleyemez siniz?

Zamanında bakılsa ortaya çıkabilecek birçok kamera kaydı şimdi silinmiş midir? Peki silindi ise olası deliller ne olmuştur?

Söylenecek sözümüz çok ta,

Çiçeği burnunda kentimizin yeni emniyet müdürünün bu dosyayı yeniden gözden geçireceğine inanıyoruz.

Biz yine gecikse bile adalete güveniyoruz. Bir gün tecelli edeceğine şüphe etmiyoruz.

Buradan da Adaletin yılmaz savunucusu Karabük Barosuna ve değerli başkanına bir çağrıda bulunuyorum.

Gelin toplum için birlikte çalıştığınız bu gazetecinin darp edilmesi birlikte araştıralım.

Temiz toplum adına, azmettirenlerin ortaya çıkarılmasına destek olalım.