GÜNAH KEÇİSİ

Zaman zaman kullandığımız bir söz dür ‘Günah Keçisi’. İnternette araştırdığınızda birçok manası vardır ama geneli ise “suçsuz olduğu hâlde başkalarının suçu üzerine yüklenilen kişi ya da topluluğa verilen isimdir.”

Karabük İl Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Sarı dün istifa dilekçesini verip yıllık izne ayrıldı. Doğal olarak haber basında yer aldı. Aldı da alması ile beraber bir takım insanlar sosyal medya da kevgire çevirdiler. Eleştirilerin dozunu kaçırıp adeta günah geçişine döndürdüler..

MHRS’den sıra bulamayanlar, hastanelerde doktordan, personelden, hizmet eksikliklerinden yakınanların eleştiri oklarının muhatabı oldu. Hele hele çıkar dümenini bir türlü yürütemeyenlerin hedef tahtası oldu.

Sanki bu sorunlar hiçbir başka kentte yaşanmıyormuş da tek örnek Karabük!

Sağlık Bakanının, Yöre Milletvekillerinin, Karabük Valisi’nin, Hastane Başhekimlerinin hiç mi bu eleştirilerden nasibi yok ta, saldırıların tümü vurun abalıya misali Dr Ahmet Sarı’ya döndü.

Devlet Hastanesini Ahmet Sarı mı kapattı?

MHRS sistemini Dr Ahmet Sarı mı hayata geçirdi?

Karabük’teki Başhekimleri Dr Ahmet Sarı mı atadı?

Hastanelerdeki yöneticilerin kaç tanesini atarken seçme şansı verildi?

Siyaset Kurumu hiç mi ricacı, hatta ısrarcı olmadı?

Alınamayan, bozulup geç tamir edilen cihazların sorumlusu da mı oldu?

Emar da hastaya ahkam kesip özgüven patlaması yaşayan personelin sorumlusu da mı Dr Ahmet Sarı?

Sabah saatlerinde giriş katında kan vermek için bekleyen onca hastaya 2 personel verip iş çevirmeye çalışmak ta mı Dr. Ahmet Sarı’nın suçuydu?

Yüzlerce bayan hemşirenin başına hem de hemşire olmayan erkek bir personeli başhemşire olarak atamaya çalışan da mı Dr. Ahmet Sarı idi?

Başhekimleri görevden alıp sonra tekrar iade eden de mi İl Sağlık Müdürü Ahmet Sarı idi?

Yahu pes yani pes. Şimdi nerede ise herkesin ucube dediği, Kardemir girişindeki İsmail Altınöz kavşağının da sorumlusu olarak Dr Ahmet Sarı’yı göstereceksiniz. Allah’tan korkun ya.

Tabi bu yörenin çocuğu değil mi? Vur, kır parçala. Sağlık alanında ne kadar olumsuzluk varsa hepsinin yükünü yükle üzerine! Çekeri var. Çünkü Bizim çocuğumuz.

Önceki emniyet müdürü hem kentin hem teşkilatının tabiri caiz ise çivisini çıkardı. Kaç defa görevden alınsın dendi. Trafik Cezalarında Karabük’ü, Türkiye rekoruna taşıdı. Emekliliğinin son gününe kadar durdu. Gıkınız çıkabildi mi? Karabük’ün çocuğu olsa herhalde çoktan topun ucuna koymuştunuz değil mi?

Niye mi bunları yazıyorum. İçim yanıyor. Dürüst, namuslu, haysiyetli, gayretli yörenin çocuklarının bıktırıncaya kadar eleştirilip, günah keçisi edilmesine içim yanıyor. Örselenmesine içim acıyor.

Kendisini 25 seneyi gecik zamandır tanırım. Hiçbir hile hurdasını duymadım görmedim. Adam gibi adam. İnsan evladı. Kendince işinde gücünce, gece gündüz gayretli, her derdinizde herhangi bir saatte arayıp ulaşabileceğiniz memleketimin bir insanı. Kolay yetişmiyor, ondan içim acıyor.

Demek ki ne imiş! İyi insan olmak iyi yönetici manasına gelmiyormuş. Top çevirmeyi çok iyi bilmek gerekiyormuş!

Dışardan yönetici hastalığının had safhaya ulaştığı bu kozmopolit kentte bakalım yerini kimin ile dolduracaklar. Dolar dolmaz bu sorunlar okus pokus bitecek mi hep birlikte görüp yaşayacağız.

Bu güne kadar ki emeklerin, gayretlerin çalışmaların için kendi adıma teşekkür ediyorum Dr. Ahmet Sarı. Bunca üzerine geldiler, baskı yaptılar, dedikodu ürettiler, yıpratmaya çalıştılar. Buraya kadar sabır edebildin. Hepimiz insanız, sabrımız da bir gün bitiyor.