Demir Çelik Fabrikalarının temelinin atıldığı gün olan 3 Nisan Karabük’ün kuruluşu o k kabul edilip etkinliklerle kutlanır. Yıllar öncesinde yörenin tek ekmek kapısı olması nedeniyle bir başka coşkuyla, sahiplenişlikle kutlanırdı. Günler öncesinden hazırlıklar yapılır, nerede ise milli bayramlar gibi görkemli törenler düzenlenirdi. Ancak bu güzellikleri zaman içerisinde her defasında biraz daha sadeleştirdik. Sadeleştire sadeleştire sonunda basını da aradan çıkarıverdik.

YOK SAYILDIK

İnsanın kendisine yaptığını başkası yapmazmış! Her türlü zorluğa rağmen bu mesleği yapmaya çalışırken o kadar parçalandık ki! Bugün sana ise yarın bana diyemedik. Mesleki rekabeti tadında bırakıp, yaptığımız iş ile sınırlayamadık. Onun adamı, Şunun adamı, bunun adamı diye birbirimizi iteledik. Nerede ise giyimi, saçı, sakalı, konuşmayı bahane ettik. İtelendik, horlandık, hakaret edildik, dövüldük, sövüldük, şikâyetler edildik, mahkemelere verildik. Ama biz ne yaptık; Banane dedik, oh oldu dedik, iyi oldu dedik. Yeri geldi beter olsun dedik, hatta birilerine gaz verdik. Seyrettik, bir ayağına da ben çelme atayım dedik. O kadar acımasızca, hoyratça birbirimizi iteledik ki, kol kırılır yen içinde kalır diyemedik. Bugün bana, yarın sana derken sıra hepimize geliverdi. Bu kentin itici gücü basın bir çırpıda yok sayılıverdi. Ne diyelim bir musubet bin nasihattan iyidir demiş atalarımız. Umarım bunu bir milat yapar meslektaşlarımız. Dünü bir kenara koyup bugün yok sayılmanın yarın yok olmaya gitmesine hep birlikte dur demesini bilir.