Yeniden YERLİ Teranesi mi? YEMEZLER! Karabük’ün evladı, yerli, milli  vs lafları birileri tarafından arada bir gündeme getirilir oldu. Söylem öyle olsa da altındaki asıl gerçek, “ben yöneteyim, ben kazanayım, benim olsun” sözlerinin ta kendisidir. Kimileri arada çıkan bu teranelere, Safiyane memleket milliyetçiliği ile destek verirken, kimileri de BEN BEN cinin değirmenine su taşıyor. Taşıyor da bu taşımadan sonradan pişmanlık duyan o kadar çok insan var ki! Zira Köprü geçildikten sonra, sepeti koluna olunca, ahlar, vahlar, pişmanlıklar birbirini kovalıyor. Hatırlayan var mı biz bu filmi 2017 yılının tam bu zamanlarında yaşamıştık.  Sonradan ortaya çıkan, gizli saklı Kardökmak ve Karçel’deki KRDMB gurubu hisselerini takas edenlerin filmi! Filmin ikinci bölümünde Karabük’teki bazı STK bir dek syon imzalatılmıştı. YERLİ, Karabük’ün çocuğu yok edilmesin terenasi idi. Ki o yazıya imza atanların çoğu sonradan pişman olmuşlardı. Kendilerine söylenenin farklı olduğunu ikrar etmişlerdi. İmzalarını bile çeken olmuştu. Hatta ve hatta o dek syondaki; “Genel Kurullarda Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerinin Devletin ilgili kurumları tarafından atanmasını, destekliyoruz.” Cümlesi ile bugün acımasızca eleştirdikleri bağımsız yönetim kurulu üyelerinin atanmasına davetiye çıkarmışlardı. Gerçekleri görebilenler, göremeyenler aslında bir kişiye hizmet edildiğini çok geç fark ettiler. Şimdi aynı senaryo yeniden ısıtılıp vizyona konmaya çalışılıyor. Tam da üç yıl önce olduğu gibi vaktinde. Seçimli genel kurula ramak kala. Bu seferde görevden alınan ya da ayrılan Kardemir yöneticileri üzerinden. Mesela Genel Müdür Vekili Reyhan Özkara üzerinden. Benim kendisi ile 25 yılı aşkın tanışmam vardır. Hatta Birlikte çalışmışlığım. Kendisi ile de istifa sonrası görüştüm. Elbette özel görüşme aramızda kalmalıdır.  Ancak şunu söyleyebilirim ki, Sayın Özkara gelebileceği en yüksek makama gelmiştir. Uzun yılların çalışmasının yorgunluğu vardır. Hatta üst düzey görevin yorgunluğu çok daha fazladır. Tam zirvede bırakmayı bilmiştir. Bu talebini de Güleçler yüzünden yapılamayan mali genel kurul sonrası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yolbulan ile paylaşmıştır. 31 Ağustos tarihli ayrılma dilekçesini vermiştir. Zira yeni genel müdür atama sürecine zaman bırakmıştır. Dedik ya senaryocular hemen harekete geçip bundan da pay çıkartmanın peşine düştüler. Kulak farklı anlamlar fısıldayıp kamuoyunu yönlendirme telaşına düştüler. Tıpkı üç yıl önce olduğu gibi.

Beyleeer, Bayanlaar, yahu uyanın artık!

Burası artık Karabük yerelindeki bir haddehane değil. Çelik sektörünün büyük oyuncusu sıfatı olan 3 milyon tonu yakalamak üzere ulus rası bir fabrika. Hatta fabrikalar zinciri. Burası artık Kamil ağanın çiftliği olabilmeden çoook uzak. Elbette eşit bilgi, beceri şartlarında Karabük’ün çocuğu ön planda olmalı. Elbette çalışan alınırken yöre insanı olmasına kesinlikle dikkat edilmeli. Ammaaaa, orta hatta üst yönetici konusunda kesinlikle çok seçici davranılmalı. En donanımlı, en becerikli, en bilgili olanı tercih edilmeli. Zamanında hatıra gönül alınanlar, kendilerini yenileyemeyenlerin yerine çok daha iyileri bulunmalı. Zira bu şirket artık ulus rası arena da boy gösteriyor. Velhasıl kelam birilerinin 3 yıl önceki senaryoyu biraz değiştirip yeniden sahneye koyma projeleri bu sefer tutmaz.  Köprünün altından çoook sular geçti. Hani argo deyimi ile, YEMEZLER