Basın Özgürlüğü Mü? Basın toplumun dördüncü kuvveti o k kabul edilip anayasa ile özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Toplumun gözü, kulağı, insanların dert ortağı, çözüm mekanizması, bir yerde kamuyu denetleme görevlisidir. İşte bu görevini layığı ile yerine getirebilme uğruna, tehditlere, küfürlere, ağır eleştirilere, fiziki saldırı muhatap olur. Adeta karakol, mahkeme kapılarından beri gelmez. Gözaltına alınır, sorgulanır, yargılanır. Anayasal güvencesi sıklıkla göz ardı ediliverir! Geçmiş yıllarda uzunca bir süre Karabük basınında yer almış, kalemi ve mesleki bilgisi ile ön plana çıkmış Şükrü Gökkaya’nın dün akşam gözaltına alındığı duyumunu aldık. Bir kez daha geçmiş olsun diyoruz.. Nerede ise gece yarısına kadar sebebini, neticesini araştırdık. Baro Başkanından siyaset kurumuna, bazı meslektaşlarımıza kadar bir sürü kişi ile görüşmeye çalıştık. Doğru bilgiye ulaşmaya gayret ettik. Gökkaya’nın kendisine gelen bir duyumu, uzun yıllar basın hayatı içinde bulunmuş olmanın refleksi ile sosyal medya hesabından sorguladığını bu yüzden gözaltına alındığını öğrendik. Bir kez daha Yazının mahiyetine bakalım dedik sosyal medyasından kaldırıldığını gördük. Araştırdık. Bugün detayını okuma fırsatı bulduk. Kimileri yazının üslubunun ve dilinin ağır olduğunu dile getirdi. Ancak okuduğumuzda yazının içeriğinde kamu içerisinde olmaması gereken bir durumun variyeti sorulmakta, sorgulanmakta. İddiaların doğruluğunun araştırılmasının ön plana çıkması gerekirken yazılmış olmasının ön plana çıkması, sosyal medya paylaşımından dolayı gözaltı yapılması, Medya sektöründe olan bir kişi o k insanı düşünmeye sevk etti. Zira bizlerde anayasadan aldığımız yetki, toplumdan aldığımız güç ile zaman zaman eleştiri haberleri yapıyoruz. Zaten bu bizim işimizin asli unsurlarından birisi.

Ancak;

İnsanın bir kez daha sorası geliyor! Bu eleştiri haberlerini yaparken ne kadar hürüz! Biz de bir akşam gözaltına alınır mıyız? Bizlere yapılan saldırıların failleri, azmettiricileri meçhul kalmaya devam eder mi, edecek mi? Bu soru ve endişeler bu mesleği yaparken mesleki dayanışmanın kaçınılmaz bir gerçek ve gerekliliğini bir kez daha ortaya çıkardı. Zira bu dayanışma çok güçlü olmadığı müddetçe; Hakarete uğramaya, darp edilmeye, gözaltına alınmaya, faili-azmettiricisi meçhul olay maruz kalmaya devam ederiz. Adında haber, medya, kanal, ajans, tv, vs yazan bir internet sitesi ile medya sahibi olunmuş gibi görünmenin, Adında haber, medya, kanal, ajans, tv, vs yazan bir internet sitesinde ismi yer almak ile, gazeteci olunmuş gibi görünmenin, Devletin resmi kurumlarında, STK’larda, Siyaset arenasında karşılık bulduğu müddetçe ne yazık ki, kuvvetli mesleki dayanışmanın olmayacağı, olamayacağı ortada görünüyor. Velhasıl Şükrü Gökkaya’ya yapılan gözaltı bize gösteriyor ki; Bu mesleği hakkı ile yapan, yapmaya çalışanların bir an önce kayıtsız şartsız bir araya gelmesi ve köklü çözüm noktasında hızlı hareket etmesinin zorunlu hale geldiği ayan beyan ortaya çıkmıştır.