Kardemir’de çalışan Özçelik_İş Sendikasına bağlı işçiler bu yıl sonuna doğru şube kongresini yaparak yeni şube yönetimini seçecekler. Tabii doğal o k da öncesinde bir iki ay içerisinde delege seçimleri olacak. Kısımlardan seçilen 125 delege şube yönetimini seçecek. Bilenler bilir ve iyi hatırlar. Özçelik_İş Sendikası rahmetli efsane Genel Başkan Metin Türker, sonrasındaki Genel Başkan Recai Başkan, Karabük Şubesinin eski yöneticileri Taner Canyurt, Ruhi Ayhan ve O. Nuri Bal dönemlerinde son derece etkindi. Nerede ise Karabük Siyasetini etkileyip yön verecek kadar! Ancak geçen süreçte Karabük’ün en büyük sivil toplum kuruluşu Özçelik_İş Sendikası o etkinliğini iyiden iyiye yitirdi. Kabuğuna çekilmiş, kendi halinde bir şube oluverdi. Elbette bunda bazı etmenler etkili oldu. Karabük’ten yeni bir Genel Başkan çıkmaması, İşçi arasına sokulan nifaklar, Kademe ilerlemelerindeki kayırma ve adaletsizlikler, “Bazı patronların seni ben aldım, ben ne dersem onu yap” baskısı, Delege ve şube seçimlerinde Genel Merkez’den işçinin önüne konulan isim listeleri..! İşte bunlar ve benzeri etmenler ne yazık ki uzunca bir süredir sendikanın Karabük Şubesini adeta Karabük’te yokmuş gibi hissettirdi. Ancak Kardemir yönetimindeki olağanüstü değişiklikler sonrası öyle bir şey oldu ki, tam o şaşalı döneme dönmenin kapısını yeniden aralayıverdi. Özçelik_İş Sendikası Genel Merkezi Başkan Yunus Değirmenci başkanlığında yaptığı toplantı sonrası Karabük şubesi delege ve şube seçimlerine müdahil olmayacaklarını açıkladı. Yani isteyen istediği yere aday olabilecek. İsteyen de önüne konan sandıkta bu adaylardan kendisini en iyi temsil edebileceği seçecekti. Çoğunluğun seçtiği delege ve şube yönetimi ile işçi çok daha iyi birbirine kenetlenecekti. Güçlü yönetim yeniden Karabük’te etkin  rolüne geri dönecekti. Ancak bu birilerinin işine gelmemiş olsa gerek hemen bir yerlerden düğmelere basılmaya başlandı. Sen ben tartışmaları işçinin arasına atılma gayreti ortaya çıktı. Özellikle siyaset işçinin kendi yöneticilerini seçeceği mecraya sokulabilme telaşına girdi. Araya o parti, bu parti, senin partin, benim partim nifakını sokabilmenin hesapları başladı. Hele hele devletin en maharetli yöneticilerinin elinde, tam huzuru bulmaya başlamış, 500 milyon liranın üzerinde tarihi kar açıklamış, işçinin huzurlu bir şekilde çalışma ve adil bir kademe ilerlemeyi yakaladığı bir zamanda,  ortaya konulan son derece yanlış ve tehlikeli senaryolar hiçbir işçiye yaramaz. Cumhur ittifakını karşı karşıya getirmek doğru olmaz. Yarın fabrika içerisinde siyaset üzerinden başlayabilecek tartışmaların, Allah muhafaza fiili kavgaların fitili ateşlenir ise bunun sorumlusu kim olacak? Üstelik koltuk kavgası için, yerinde bir gün daha fazla oturabilmek için, kenti biraz daha yönetebilmek, söz sahibi olmak için, iyi düşünmeden yapılanların sonucunu ve vebalini kimse kaldıramaz. Her ne kadar geçmiş zamanlı cümleler kursam da henüz geçen bir şey yok. Bu güne kadar olan geçmişi aktardım. Bu yazı, yaklaşık 19 yıl içinde omuz omuza çalıştığım ve çok iyi bildiğime inandığım emektar, vefakâr, cefakar Kardemir çalışanına bir vefa borcumdur. Sevgili çelik işçisi dostlarımız sakın ha aranıza hiçbir şekilde nifak sokmayın. Sizi en iyi temsil edebilecek, derdinizi tasanızı en iyi paylaşabilecek, derman olabilecek, birlikte güç olabilecek kim ya da kimler ise onları seçmekten vazgeçmeyin. Size gelen aksi telkinleri kesinlikle reddedin. Zira hariçten gelen bu tür telkin ve tavsiyeler sonrası geçmişte neler olduğunu hep birlikte gördük yaşadık. Bilmeyenlere de bilenler anlatsın.