Kardemir seçimli bir genel kurulunu daha tamamladı. O eski genel kurulları aratır cinsten bir genel kurul!
Uzunca bir süredir hemen hemen her genel kurula erkenden giderim. Genel kurul havasını hissetmek bir yana  en çok hoşuma giden ise katılımcılar ile sohbet etmek.  Yönetim Kurulu Üyeleri ve üst yöneticileri ile merhabalaşıp hasbihal etmek. Şehir dışından gelen iş insanlarımız ile hatır gönül edip iki lafın belini kırmak genel kuruldan öte bayram sohbeti tadında keyif veriyordu.
Bu Genel Kurulda o güzellikleri aradım, nerede eski bayramlar dercesine! Bir elin parmağı kadar kalan Murat Orhan, Orhan Esen, Hayrettin Aydın, Mehmet Kanca, Mustafa Supçin gibi isimler de olmasa kendimi dışardan gelmiş yabancı zannedecektim. Şehir yok. Sendika yok. Ticaret Odası yok. Haddeciler yok. Haddecileri temsilen dernekleri yok. 
Gözlerim sanki gelecekmiş gibi  sık sık rahmetli Mutullah Yolbulan amcayı aradı. Salona gelişini, gülümseyen yüzü, seslenişi hafızalarımda tazelenip durdu.
Genel kurul salonunda koltuklara oturup ön sıraya baktığımda ise yüreğim cız dedi.  Ömrünün son yıllarını Kardemir davasına harcayan,  kıvrak zekası sayesinde şehir ve sendika birlikteliğinde kapatılmasını engelleyen rahmetli Mutullah amcadan tek bir eser kalmamıştı. Yolbulan soy ismi sanki buralara hiç uğramamıştı. Çocukları, torunları, yakınları hep birlikte terkedivermişlerdi.
Kıvrak zekası sayesinde şirket yönetiminde kalmayı başarabilen tek Karabüklü Kamil Güleç hariç Ön koltuklara sıralanmış insanlar bizlere ne kadar yabancı, ne kadar uzaktı. Ne 8 Kasımlarda, ne 1999, ne 2007 krizinde esameleri okunmayan insanlar! Belki de bir lot hissesi olmayan insanlar. Dumanını, isini, pasını, tozunu, gürültüsünü hiç çekmemiş insanlar. 
Bu kadar da koparılmazki  bir fabrika varoluş sebebi olan bir kentten.
Yönetim den koparılmaz
Ticaretten Koparılmaz.
Basından Koparılmıaz.
Cemiyetten koparılmaz.
Buyur ey Karabüklü şimdi derdini anlatabilecek  bir yönetici bul bakalım! 
Dedim ya yüreğim cız etti bugün. 
Kardemir in bu kent insanlarının elinden çıkıp gittiğinin tescil edildiği gün.
Ya sizin yüreğiniz!
Hiç cız etmedi mi?