Günlük hayatta zaman zaman kullandığımız YALANCININ diye başlayan bir cümle vardır. Hani atasözü, deyim vs o k kullanılan. “Yalancının Kaynanası ölsün.” “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.” Vs gibi. Bizim Güleçlerde birkaç gündür kamuoyuna tam bunu dedirtecek bir bilgi servis ediyor. “Virman kumpası SPK’dan döndü” diye SPK 105. 106. 110. Maddelere aykırı işlem yapmamışlar! Aman Allah’ım, aklandılar! Akpak oldular! Sanki kesinleşmiş yargı hükümleri ile tertemiz oldukları ortaya çıktı! Hiç kimse bu maddeleri açıp okudu mu? Ne diyor, diye inceledi mi? Hem iddialar, davalar bir tane değil ki! Şirket içi bilgileri kendi menfaatine kullanma, Şirket hisselerini yetkisi olmadan satma, Şirketi milyonlarca lira zarara uğratma. Şimdi SPK’dan gelen bu son dakika yazısı bunların hepsinden Kamil ve Çağrı Güleç’i aklıyor mu? Ya peki vicdanlardan aklıyor mu? Elbette böyle değildir de, hani bazı insanların aklına da şöyle gelebilir: “Mali Genel Kurula katılmayıp ertelenmesini sağlamaktaki asıl maksadınız ortaya çıktı. Çok uğraştınız bu karar için. Zamanında çıkmayınca erteletmişsiniz. Var gücünüz ile uğraşmışsınız. Derdiniz bu yazı imiş. Hani baştan savma, topu TTK ve mahkemelere atan cevabi yazı. Hoş SPK 110. Madde yönüyle çok iyi incelenmemiş gibi de görünüyor.” Düşünceleri insanların zihinlerini kurcalarsa ne olacak! Yine söylüyoruz. Elbette bu şekilde olduğu şeklinde bir iddia ortaya koyamayız. Siz şimdi bırakın piar yapmayı, kamuoyunda kendinizi ak pak, pırıl pırıl gösterme telaş ve çabalarını, gidin 24 Ağustos da ki mali kongreye katılın.

Şu sorulara cevap verip ben ve benim gibi on binlerce hissedarı kanunen ve vicdanen ikna edin.

1-Elinizdeki bir önceki döneme ait imza yetkisini kullanıp, Karçel ve Kardökmak’taki KRDMB hisselerini kendi şirketinize virman yaptınız mı? 2- Bunu yapmadan evvel, gerek Karçel, gerek Kardökmak, gerekse Kardemir’deki yönetim kurulu üyelerine bilgi verdiniz mi? Hatta karar alınmasını talep ettiniz mi? 3-2017 yılındaki seçimli genel kurul öncesi yaptığınız bu takas işleminin asıl amacı neydi? 4- KRDMB gurubu hisselerinin ağırlığını elinize geçirip sizlerin 2 yönetim kurulu üyeliğinizi garantiye almak olmadığını söyleyebilir misiniz? 5-Karçel, Kardökmak bu takas nedeniyle milyonlarca lira vergi ödedi ve doğal o k yapacağı kar dan zarar etti. Bu yönetiminde olduğunuz şirketi bilerek, isteyerek zarara uğratmak değil mi? 6-Hisse takasının öbür tarafındaki kendi şirketiniz bu takas dolayısı ile kaç lira vergi ödedi? Zamanında bildirim de bulundunuz mu, bulunmadınız mı? 7-Yönetimde bulunduğunuz 2006 yılından bu yana, Kardemir ve bağlı şirketleri ile kaç liralık ticaret yaptınız? 8- Kaç milyon liralık Akaryakıt sattınız? 9- Kaç milyon liralık taşıma yaptınız? 10- Meşhur Neyma Madencilik kaç milyon liralık cevher sattı? 11- Kaç milyon liralık kütük aldınız? 12- Kaç milyon liralık ikinci sınıf ve birinci sınıf profil aldınız? Sorular çok ta siz hele bun bir cevap verin.

Şimdi SPK’nın son dakika gelen bu yazısı bütün bu soru cevap veriyor mu acaba?

Veriyor mu eyyy Karabüklüler! Veriyor mu eyyy hissedarlar! Veriyor mu eyyy Demir Çelik piyasası! Veriyor mu eyyy müşteri-kütük alamadığından Fason çalışmak zorunda kalan haddeciler! Veriyor mu eyyy nakliye işlerinden iş alamadığı için zarar edenler, batanlar! Son sorum da hem aklında, hem vicdanında CEVAP VERİYOR diyenlere, Onlar 20-25 yılda 4 ayak haddeden bugün Karun kadar zengin servete ulaştılar. Milyarlarına, trilyonlar kattılar. Hastaneler, benzinlikler, nakliye şirketleri, birbirine eklediler. Bunu da çalışan, tüccar ve yöre halkına yani sizlere 1 TL ye devredilen Kardemir'i kullanarak yaptılar. Hepsini olmasa da büyük çoğunluğunu. 8 Kasım 1994’te kapatılma kararına birlikte tepki verdiniz. Her sıkıntısında destek verdiniz.  Geçen süreçte, kendiniz ya da bir yakınınız işe girdi ise ne ala. Başka siz ne kadar on binlerinize, yüzbinler, hatta milyonlar katabildiniz? Sıkıntılarını sizin ile paylaşırken, "yörenin çocuğuyuz sahip çıkın" derken, kazanç taki trilyonların ne kadarını sizin ile paylaştılar? Bu kadar gerçek ortada iken hala destek bulmaya çalışmalarını insanın hafızası bir türlü almıyor. Sözün başında dediğim gibi, YALANCININ…!